Monday, July 04, 2005

İşte başlıyor en gerçekçi oyunum...

Klasizme darbe vuracak nitelikte bir başlangıç yapmak için o kadar çok çığlık atan düşüncem var ki kaçmaya hazır, salıveresi geliyor insanın onları tüm deliliğiyle. Üstüne yapışacak garipsenmiş bakışları umursamadan, deliliği küçümsemeden bir salıverilme... O kadar yakınım ki, bir üflesem havaya havasını, içimden çıkıp özgürlüklerinin şerefine çalacaklar sanki tüm kilitli kapıları gece yarısı... Ama sonraya saklıyorum tüm kutlamaları...

Uyku-uykusuzluk arasında gidip gelirken, rüzgarın sesi bile içimde şahlanırken bıraktırdım beynime sıkıntılı anların hüküm sürerliliğini. Olmuyor dedim, böyle isteksiz yaşanmıyor, soğuk ve hissiz sürmez bu düzen dedim... Düzenim -düzensizliğin düzeni- içimdeki taştan yapılarını atmak istiyor, eminim. İşte şimdi, 3 yıllık tutulan İngilizce bir blog dan sonra sözcüklerle biraz daha rahat oynamak için, belki de efendiliklerini iyi yapabilmek için burda, Türkçe sözcüklerin arasındayım... Yazdıkça rahatlayacağım, yazdıkça kendimden kopmadan ilerleyebileceğim gibi geliyor... İçimden kaçanlar belki bu sayede tekrar bende bulacaklar kendilerini yanlış anlaşılmalara izin vermeden.

İşte başlıyor en gerçekçi oyunum...

4 Comments:

Anonymous Anonymous said...

sözcüklerle niye oynuyosunuz? onları rahat bırakın.

12:15 AM  
Blogger lelburn said...

"İngilizce bir blog dan sonra sözcüklerle biraz daha rahat oynamak için, belki de efendiliklerini iyi yapabilmek için burda, Türkçe sözcüklerin arasındayım... " sözcüklerle biraz daha rahat oynamanın anlatmak istediği kendi dilimde içimden ne söylemek gelirse onu neredeyse tam hissedilmiş haliyle aktarabilmektir. ve eğer sözcükleri rahat bırakırsam ortalıkta dolaşan milyonalarca bağlantısız bir şey anlatmaya çalışmayan yığınlar olacaktır.
ama emin olun ki onlar içimde kaldıkça mahkum, oyuna hazır birer gönüllü, salıverildikçe ise özgür olacaklardır.

neden oynamak denilince aklınıza olumsuz şeyler geliyor ki? ve zaten hep bir oyun içinde değil miyiz ki?
oyun: "sahte düzen" değildir her zaman...

10:43 AM  
Blogger ulubel said...

çok fazla kelime kullanmadan da bazı şeyler anlatılabilir. önemli olan senin kafa denklerinin anlaması mı yoksa herkesin anlaması mı? bu karakterin hakkında da bilgi verir..

12:40 AM  
Blogger lelburn said...

tabi ki az kelimeyle daha yalın şekilde anlatılabilir bazı şeyler; ancak ne "kafa denklerimin" ne de diğer insanların anlaması adına yazıyorum. en azından öncelikli bir amaç değil benim için bu saydıklarım. ama yazdıklarım birileri için bazı şeyler ifade edecek nitelikteyse bundan tabi ki de hoşnut olurum. kim oldukları ya da sayıları değildir mühim olan, sadece dokundurmaları doğru şekilde yakalamış olmaları bir parça önem içerebilir.

bu benim tarzım; kelimeleri ve bağlantıları farklı giydirmeyi seviyorum belki de. belki de tekdüzelikten sıyrılmak istiyor tüm sunumlarım, sadece manalarının değil ortaya konuluş biçimlerinin de önemli olduğunu bilerek.
kelimeleri kullandığım haliyle seviyorum ve bu şekilde yazdıkça mutlu oluyorum. her ne kadar yalınlıktan bahsetsek de benim için salt yalınlık bu tarz kullanımlar olabilir aktarımlarım da.

9:53 AM  

Post a Comment

<< Home